10 Mart 2018 Cumartesi

Gustave Le Rouge | Mars Mahkumu | ilk sayfa


GUSTAVE LE ROUGE
Le prisonnier de la planète Mars 
Albert Mericant
Paris,
1909.


MARS MAHKUMU


BİRİNCİ BÖLÜM
Gizemli Bir Mesaj


— Beni sormaya gelen kimse olmadı mı, miss Hobson?
— Kimse gelmedi.
 Peki ya bir mektup,  mektup da mı yok?
 Yok.
Tabelesında İskoç Silahları yazan tavernanın sahibesi miss Hobson, doğası gereği pek de konuşkan değildi. Muhatabının konuyu açma arzusuna rağmen, katı ve kararlı küçük bir hareketle gereksiz laflarla vakit kaybetmeye hiç de can atmadığını belli ederdi. Tezgâhının ardında, kalaylanmış bira maşrapaları, kanlı koca rozbif  dilimleri, turşu şişeleri etrafını sarmış bir halde çay saatine hazırlık yaparken, sabah yaptığı işi hesap ederken, nakit çekmecesindeki paraları bir şilin ve altı sentlik eşit kümelere ayırırken işi başından aşkınmış gibi görünüyordu.
Günün o saati tamamen boş olan salonun diğer ucunda, kılık kıyafeti şık genç bir adam sırılsıklam olmuş giysilerinden kalın bir buhar tabakasının yükselmesine sebep olan kömür sobasının yanında oturmaktaydı.
Zaman zaman ayağa kalkıyor, pencereye gidiyor yağmurla kaplı camın ardından duman rengi gökyüzünün altına sıralanmış yüzlerce yolcu gemisinin karaltılarının sarımtrak sisin içinde kederli figürler çizdiği Tamise rıhtımları açıklarını süzüyordu.
Genç adam az sonra ambarları dolduracak göz alabildiğine uzanan kömür yığınlarını, sonsuz sayıda vagonun birbiri ardına bağlandığı tıknefes lokomotiflerin gelip gidişini iyice seyrettikten sonra melankolik bir edayla geri yerine geçiyor, buharlı gemilerin homurtularından başı şişmiş, içerinin nemli sıcaklığından uyuşmuş bir halde gözlerini yarı yarıya kapatıyordu.

....
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder