13 Mayıs 2019 Pazartesi

David Goodis | Mavi Sevgili | [IV]

....

“Hayır.” Sonra onun yüzüne baktı. “Dodsley’e göstermedim sana da göstermeyeceğim. Ayrıca Hagen’e temsilci göndermeyi bırakmasını söyle. Neye benzediğini öğrenmek istiyorsa buna izin veririm. Fakat öncelikle benden randevu alması gerek.”
Genç kadın bir müddet sessiz kaldı. Konuşmaya başladığında sesi sakin ve seviyeliydi. “Hagen’i bu işin dışında tutalım. Temsil ettiğim tek alıcı kendimim.”
“Sen mi?” Clayton bu cevaba hazırlıksız yakalanmıştı. Gözleri öfkeyle kısıldı, hiç beklemeden: “Paran nerede?”
Alma’nın kolunda oğlak derisi küçük bir çanta vardı. Parmaklarıyla çantanın ön yüzünü tıpırdattı. “Burada,” diye mırıldandı. “Ön ödeme için yeterlidir sanırım.”
Sonra çantayı açıp bir tomar banknot çıkardı. Bunlar bin dolarlık banknotlardı, saymaya koyuldu, yirmide durdu.
Clayton’un gözleri hâlâ kısık vaziyetteydi: “Tam fiyat üç yüz bin dolar.”
Alma belli belirsiz gülümsedi. “Hayli pahalıymış.” Sonra gülümsemesi kayboldu: “Kalanı yarın buraya getiririm.”
Para tomarı öne uzatılmış, alınmayı bekliyordu, ancak Clayton’un kılı kıpırdamadı. Gözlerini Alma’nın gözlerine dikmişti. Sonunda olumsuz anlamda kafa salladı: “Satış yok.”
“Nedenmiş o?”
Clayton alayla güldü.”Beni ne sanıyorsun, aptal mı? Bana yirmiyi verirsin, sana taşı veririm, sen de Hagen’e teslim edersin. Eninde sonunda böyle olacağından eminim.” Gülüşü gittikçe huysuz, diş gösteren bir hal aldı: “Hagen’e başka dolap çevirmesini söyle.”
“Dolap falan yok, Hagen de bunun hakkında hiçbir şey bilmiyor.” Sonra derin bir nefes aldı. “Hile mi arıyorsun, sana göstereyim. Benden bu yönteme başvurmamı istedi.”
Eli çantaya gitti. Küçük otomatik bir revolver çıkarttı.
Clayton’un vücudu gerildi.
Ancak silahın namlusu ona bakmıyordu. Alma onu gevşekçe tutmuştu, sadece göstermek için, sonra geri çantanın içine bıraktı. Silahı para tomarı takip etti.
Genç kadın çantayı kapattığı gibi yatağın üzerine fırlattı. Ve edasını hiç bozmadan pencereyi işaret etti: Clayton dışarı göz atmakla iyi ederdi.

Clayton çarçabuk odanın öbür ucuna gitti, storların aralığından etrafı kolaçan etti. Aşağıda sokakta tek başına bir adam bekliyordu. Dodsley’nin kaypak yüzünü, baştan savma giysisini ilk anda tanıdı.

....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder