....
“Hayır.” Sonra onun yüzüne
baktı. “Dodsley’e göstermedim sana da göstermeyeceğim. Ayrıca Hagen’e temsilci
göndermeyi bırakmasını söyle. Neye benzediğini öğrenmek istiyorsa buna izin
veririm. Fakat öncelikle benden randevu alması gerek.”
Genç kadın bir müddet sessiz
kaldı. Konuşmaya başladığında sesi sakin ve seviyeliydi. “Hagen’i bu işin
dışında tutalım. Temsil ettiğim tek alıcı kendimim.”
“Sen mi?” Clayton bu cevaba
hazırlıksız yakalanmıştı. Gözleri öfkeyle kısıldı, hiç beklemeden: “Paran
nerede?”
Alma’nın kolunda oğlak derisi
küçük bir çanta vardı. Parmaklarıyla çantanın ön yüzünü tıpırdattı. “Burada,”
diye mırıldandı. “Ön ödeme için yeterlidir sanırım.”
Sonra çantayı açıp bir tomar
banknot çıkardı. Bunlar bin dolarlık banknotlardı, saymaya koyuldu, yirmide
durdu.
Clayton’un gözleri hâlâ kısık
vaziyetteydi: “Tam fiyat üç yüz bin dolar.”
Alma belli belirsiz gülümsedi.
“Hayli pahalıymış.” Sonra gülümsemesi kayboldu: “Kalanı yarın buraya getiririm.”
Para tomarı öne uzatılmış, alınmayı
bekliyordu, ancak Clayton’un kılı kıpırdamadı. Gözlerini Alma’nın gözlerine
dikmişti. Sonunda olumsuz anlamda kafa salladı: “Satış yok.”
“Nedenmiş o?”
Clayton alayla güldü.”Beni ne
sanıyorsun, aptal mı? Bana yirmiyi verirsin, sana taşı veririm, sen de Hagen’e
teslim edersin. Eninde sonunda böyle olacağından eminim.” Gülüşü gittikçe
huysuz, diş gösteren bir hal aldı: “Hagen’e başka dolap çevirmesini söyle.”
“Dolap falan yok, Hagen de
bunun hakkında hiçbir şey bilmiyor.” Sonra derin bir nefes aldı. “Hile mi
arıyorsun, sana göstereyim. Benden bu yönteme başvurmamı istedi.”
Eli çantaya gitti. Küçük
otomatik bir revolver çıkarttı.
Clayton’un vücudu gerildi.
Ancak silahın namlusu ona
bakmıyordu. Alma onu gevşekçe tutmuştu, sadece göstermek için, sonra geri
çantanın içine bıraktı. Silahı para tomarı takip etti.
Genç kadın çantayı kapattığı
gibi yatağın üzerine fırlattı. Ve edasını hiç bozmadan pencereyi işaret etti:
Clayton dışarı göz atmakla iyi ederdi.
Clayton çarçabuk odanın öbür
ucuna gitti, storların aralığından etrafı kolaçan etti. Aşağıda sokakta tek
başına bir adam bekliyordu. Dodsley’nin kaypak yüzünü, baştan savma giysisini
ilk anda tanıdı.
....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder